TOROSLAR BELEDİYE BAŞKANI YILDIZ: GAZETECİLER, YÖNETİMLERİ ELEŞTİREBİLMELİ
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlediği törende konuşan Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, “Gazeteciler, kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirirken, yöneticilere eleştirilerini dile getirebilmelidir. Gazetecilerin güvenlik ve yaşam kaygısıyla kendilerine uyguladıkları sansür, mesleğin geleceğini tehdit ediyor” dedi.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenledi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Törene Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız da katıldı.
Başkan Yıldız, törende yaptığı konuşmada gazetecilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti ve yerel gazeteciliğin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Yıldız, gazetecilik mesleğinin zor şartlar altında icra edildiğini belirterek, “Gazetecilerin sesini duyurabilmesi, halkın haber alma özgürlüğü için son derece önemli” dedi.
“GAZETECİLERİN ELEŞTİRİLERİ ENGELLENMEMELİ”
Konuşmasında, gazetecilerin doğruyu söyleme hakkına sahip olduğunu belirten Yıldız, “Gazeteciler, kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirirken, yöneticilere eleştirilerini dile getirebilmelidir. Aksi takdirde, toplumda yanlış bir algı oluşur” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, gazetecilerin artık otosansür uygulamaya başladığını belirten Yıldız, “Gazetecilerin güvenlik ve yaşam kaygısıyla kendilerine uyguladıkları sansür, mesleğin geleceğini tehdit ediyor” şeklinde konuştu.
“BASIN, BELEDİYE VE KAMU KURUMLARININ DESTEĞİNİ ALMALI”
Gazetecilerin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Yerel basının ayakta kalabilmesi için belediyeler ve kamu kurumları öncelik vermeli’’ ifadelerini kullandı.
Siyasallaşmanın olumsuz etkilerine değinen Yıldız, “Aslında bu siyasallaştırmayı en çok yapan siyasetçilerin kendisi. Dolayısıyla siyasetçilerin, en amiyane tabirle, kendi ayaklarına sıktıkları bir süreç haline gelmeye başlıyor. Çünkü gerçekten gazeteci çalışamazsa, gazeteci kendi fikrini açık seçik beyan edemezse, sonuçta siz her yaptığınız şeyin doğru olduğunu zannediyorsunuz. Aslında bir yanlışlar denizinde yüzerken, doğru işler yaptığınızı düşünerek memleketi de şimdiki yaşadığımız hale getiriyorsunuz. Dolayısıyla en başta kendim için söylüyorum: Seçilmiş herkes -ki bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de kararıdır, en sert eleştiriye açık olmak zorundadır. Hakaret olmadığı müddetçe gazetecilerin yapması gereken temel iş budur zaten. Gazeteci, kendi köşesinde yazarken, kendi haberini yaparken, bu memleketi idare eden insanlara ilişkin “Bir şeyi yanlış yapıyorsunuz kardeşim, o istikametten değil, bu istikametten gitmeniz daha faydalıdır” diyemeyecekse, hakikaten bu işi yapmanın da artık bir anlamı kalmıyor” şeklinde konuştu.
“GAZETECİLERİN DESTEKLENMESİ TASARRUF TEDBİRLERİ ADI ALTINDA ENGELLENİYOR”
Gazeteciliğin can çekiştiğinin altının çizen Yıldız, belediyelerin de basına maddi destek verilmesinin engellendiğini söyledi. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Buradaki dostlarımın hemen hemen tamamına yakını şahsen tanıyorum. Gerçekten çok zor koşullarda meslek icra ediyorlar. Ama bunların desteklenmesi konusunda yine en başta belediyeler olmak üzere, kamu idarelerinin öncelik vermesi gerekiyor. Ama o hale getirdiler ki ülkeyi, mesela bir belediye başkanının günlük gazeteleri satın alması yasak. Bir tasarruf tedbiri genelgesi yayınladılar. Tasarruf tedbirindeki en fazla tasarruf edilecek yer basınla kurduğumuz ilişki. Yahu zaten bir belediyenin ya da bir başka kamu kurumunun basınla kurduğu maddi ilişki nedir ki o belediyenin ya da o kamu kurumunun toplam bütçesi içerisinde? Ama en başa onu yazmışlar. Demişler ki: ‘Gazete bile satın alamazsınız.’ Dolayısıyla aslında bu siyasallaşma, benim bahsettiğim siyasallaşma o raddeye geldi ki bu mesleği gerçekten objektif bir şekilde yapmanız, yani gazeteciliği gazetecilik gibi yapmak isteyen dostlarımızın artık ümüğüne çökme safhasına geldi. Dolayısıyla ben kendimden başlayarak bütün belediye başkanlarını, bütün kamu idaresini defakto şeklinde -bütün bu tedbirlere rağmen- başta yerel basın olmak üzere basının ayakta kalması için çaba sarf etmeye, öncelik vermeye ve ne yapılabilecekse onlarla birlikte paylaşarak, gerçekten bu gazetecilik mesleğinin yaşatılması lazım.”
“ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN”
Ülkeyi yöneten insanlar eleştirilmediği sürece, bir gelecekten söz etmenin mümkün olmadığını belirten Yıldız, ‘’Siyasallaşma başladığından beri bu ülkenin kişi başı milli geliri fiilen 20 bin dolarken 8 bin dolara düştü. Birbirimizi eleştiremediğimiz müddetçe, gazeteciler bu ülkeyi, bu kenti, bu ülkeyi yöneten insanları eleştiremedikleri müddetçe bu aşağıya doğru düşüş devam edecek. Dolayısıyla gazetecilerin de çok ciddi bu anlamda sorumlulukları var. Eleştiri haklarını kesinlikle kullanmalılar. Kendilerine otosansür kesinlikle uygulamamalılar. Bu ülkenin haber alma özgürlüğünün, demokrasinin gelişmesinin, özgürlüklerinin gelişmesinin yegâne koşullarından bir tanesi, gazetecilik mesleğinin gazetecilik mesleği gibi yapılmasından geçtiğini düşünüyorum. Bu çerçevede bütün gazeteci dostlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum’’ ifadelerini kullandı.