Valimiz Ali Hamza Pehlivan, Mustafa Erim Kent Tarihi Müzesi’nde Mersin Üniversitesi ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanlığı iş birliği ile hazırlanan “Vefa Yazıları” kitabı tanıtım etkinliğine katıldı.
Kitap tanıtım etkinliğinde bir konuşma yapan Vali Pehlivan; ‘‘Bugün, Mustafa Erim tarafından kurulan Mersin Kent Tarihi Müzesi’nin avlusunda güzel bir etkinlik gerçekleştiriyoruz. Biraz önce Kent Tarihi Müzesi’ni birlikte gezdik. Fevkalade özenli bir şekilde hazırlanmış müzemizin açılışı 2010 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilmiştir. Müzeni yer aldığı tarihi bina 170 yıllık çok güzel bir yapıdır.
Müzede, Akdeniz Kent Konseyi Başkanı ve Eğitime Destek Platformu Akdeniz Bölge Sorumlusu Dr. Mustafa Erim’in emeği çoktur. Müzenin dizaynı, beraberinde kütüphanenin oluşturulması konusunda büyük emekleri var. Burada vermiş olduğu emeklerden dolayı kendisine İlimiz adına teşekkürlerimizi sunuyorum.
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse, konuşmasında Mersin Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı iken vefat eden merhum Erdal Baykal Hoca’mızı yad etti. Ben de rahmetle yad ediyorum. Göreve başladığım ilk günlerde kendisini tanımıştım. Zorlu bir hastalık süreci yaşadı. Vefa işte tam da bu noktada anlam kazanıyor. İnsanlar dünyaya gelir, belli bir süre yaşar ve terk-i diyar eder. Önemli olan arkasından onu yad edecek, vefa gösterecek insanların varlığıdır. Bu etkinlik vesilesiyle de Erdal Hoca’mızı da rahmetle anıyoruz. Allah rahmet eylesin.
Vefa kelimesi hepimizin bildiği, zaman zaman ifadelerinde de yer verdiği, edebiyatla ilgilenenlerin, edebi eserler ortaya koyanların sıklıkla telaffuz ettiği, üzerinde kitaplar, makaleler, şiirler yazılan çok önemli bir kavramdır.
Vefa, ‘sevginin sürdürülmesi, sevgi ve dostluk bağlılığı’ anlamına geliyor. Fakat vefa kelimesini zikrettiğimizde bunun da ötesinde birçok başka tanımlamayı da içinde barındırdığını görüyoruz, hissediyoruz. Sadakat, saygı kavramlarını, insanlık için evrensel nitelik taşıyan pek çok kavramı içinde barındırıyor.
İnsanın yaşamında özellikle de manevi pencereden baktığımızda olmazsa olmaz kavramlardan birisidir. Bu kavramlar başlı başına bir anlam ifade etmekle birlikte hayata tatbik ettiğinizde, hayatta o kavramlara sahip çıkıp o kavramlar doğrultusunda tavırlar ve davranışlar ortaya koyduğunuzda değer kazanıyor.
Vefa kavramının özünde sevginin olduğunu belirten Vali Pehlivan, ‘‘Birçok ahlaki ve güzel hasletlerin temelinde olduğu gibi özünde, çıkış noktasında sevgi var. Sevgiyi yaşattığınızda, sahip çıktığınızda, çoğalttığınızda, aileden başlamak üzere toplumda da bunun hakim olacağını; beraberinde saygının, hoşgörünün, dayanışmanın, birlikte yaşamın, kardeşlik hukukunun pekişeceğini hepimiz biliyoruz. Bunu en derinden yaşamış bir millet ve medeniyetin evlatları, bugünkü nesilleriyiz. İnsanın önce kendisine, anasına, babasına, ailesine, toplumuna, inanç ve ahlak değerlerine, ülkesine, ülkesinin milli değerlerine, insanına, yetiştirdiği şahsiyetlere, ortaya koyduğu eserlere vefa ve saygı göstermesi gerekir. Bunları adeta bir zincirin halkası gibi çoğaltarak devam ettirmek mümkündür. Bunlar aslında bir iyilik halkası, iyilik zinciridir.
Bizim en büyük iddiamız millet ve medeniyet olarak dünyada iyilikleri çoğaltmaktır. Bunu biz neye dayanarak yapıyoruz veya yapmamız gerekiyor? Temel dayanak noktası inanç değerlerimiz,manevi değerlerimizdir. Bunu sağladığımızda ve gerçek manada uyguladığımızda mesafeler alırız.
Bir iyiliğin, değer yargısının, değerli bir kavramın, düşüncenin var olması elbette başlı başına bir kıymet ifade eder. Ama onu toplum bazında uygulamıyorsak, farklı düşüncede olan, kötülükten yana tavır koyanların iyililikten yana olanlara karşı üstün gelmesi, mesafe alması maalesef daha da mümkün oluyor.
Kötülüğün önüne set çekmek için iyilik safında olanların saflarını sıklaştırması gerekiyor. Bunu yapamazsak dünyada var olma misyonumuzu, fıtratımızın gereği olanı yapmamış oluruz. Bu da öncelikle Yaradan’a vefasızlık olur. Değerlerimize, tarihsel süreç içerisinde biriktirdiklerimize, medeniyetimize vefasızlık olur.
Vefa kavramını gençlerimiz bugün tanıtımı yapılan ‘Vefa Yazıları’ kitabında inanıyorum ki çok geniş bir perspektif içerisinde ele almışlardır. Vefa duygusunun salt bir kavram ve kelimeden ibaret olmadığını vurgulamışlardır.
Vefa Yazıları kitabını ben de inşallah temin edeceğim ve okuyacağım. Güzel ve anlamlı bir başlık olmuş. Bu konuda Mersin Üniversitemizin iş birliği yapmış olması ayrı bir özellik teşkil ediyor. Edebiyatımızı ayakta tutmalıyız. Edebiyat, en kalıcı, en müstesna sanat dallarından birisidir.
Her ne kadar dijitalleşme ve teknoloji hayatımıza girmiş olsa da kitap bizim her daim yol arkadaşımız olmalıdır. Kitaplarla haşır neşir olmalıyız.
Bu konuda yeteneği olanlar yeteneğini sergilemeli, kendine saklı tutmamalı, paylaşmamalıdır. Bu anlayış, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin sağlamış olduğu bu platformda kendini gösteriyor. Böylesi platformlara ihtiyaç var. Bu platformların var olması gerekiyor ki bu konuda içinde istekleri, arzuları, beklentileri ve yetenekleri olanlar kendilerini gösterebilsin. Bu çalışmalar gençlerimiz için başlangıç niteliği de taşıyor. Burada yazmış oldukları bir makale ileride kitaba ve birçok yayına dönüşecek; yeteneklerin ortaya çıkartılmasına, keşfedilmesine de vesile olacaktır.
Bu duygularla vefalı günler, vefalı yarınlar diliyorum. Toplumumuzun birbirine bu duygularla, bu hasletlerle daha da yakınlaştığı, birlik beraberliğin daha da pekiştiği günler diliyorum.
2 gün önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı kutladık. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse ile müzeyi gezerken Atatürk köşesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İlimizi ziyaretlerinin olduğu resimleri inceledik. Kurtuluş Savaşı yıllarında Mersin İlimizde mücadele etmiş Molla Kerim’lerden, Gözneli Gök Mehmetler’e kadar birçok kahramanımızın isimlerini ve resimlerini de gördük. Bunlar da bir vefa göstergesidir. Toroslar’ın eteğinde imkansızlıklar içerisinde Kuvayi Milliye birlikleri halinde, onlar bu zorlu mücadeleyi verdi. Bugün onların anısına sahip çıkmak, saygıyla rahmetle anmak ecdada olan vefa borcumuzun bir tezahürüdür. Bu ve benzeri akılda, gönülde kalan adımların atılması gerçekten takdire değerdir. Bu kitapta onun bir örneğidir diye düşünüyorum. Tekrar emeği geçen Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Erol Yaşar şahsında Mersin Üniversite’mize, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’ne Başkan Muharrem Köse’ye ve ekibine teşekkür ediyorum. Eserde yazıları olan bütün öğrencilerimize, katkı ve emeği olan herkesi tebrik ediyorum.’’ dedi.
Mersin Üniversitesi ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanlığı ortaklığında aralıksız 13 yıldır Mersin Üniversitesi öğrencilerine yönelik olarak deneme yazı yarışması düzenlenmiş 2016 yılındaki yarışmanın teması “Vefa Yazıları” olarak belirlenmiş ve 2024 yılında kitap haline getirilmiş ve basılmıştır.
Mustafa Erim Kent Tarihi Müzesi’nde düzenlenen etkinlikte, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar konuşma gerçekleştirdi.
Programın sonunda Vali Pehlivan’a, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse Vefa Yazıları adlı kitabı takdim etti.
Programa; Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, Akdeniz Kaymakamı Zeyit Şener, İl Müftüsü Aydın Yığman, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği, (MÜSİAD) Mersin Şube Başkanı Mehmet Sait Kayan, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse, kamu kurumu ve sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.