Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Şehir Eşleştirme II (Yeşil Bir Gelecek İçin Eşleştirme) hibe Programı TTGS-II kapsamında hibe almaya hak kazandığı ‘Yeşil Bir Gelecek İçin Liman Şehirleri Ortaklığı’ projesi kapsamında “İklim Değişikliğinin Kıyı Bölgelerine Etkileri İstişare Toplantısı’ düzenlendi.
Divan Otel’de düzenlenen toplantıda, projenin paydaş kurumları ODTÜ ve MTSO temsilcilerinin yanı sıra kentte faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri, oda ve dernek temsilcileri de katıldı. Klaipeda Belediyesi ve Klaipeda Üniversitesi’nin de yer aldığı proje faaliyetlerinden biri olarak yapılan çalıştayda açılış konuşmalarının ardından sunumlar gerçekleştirildi. İklim Değişikliğinin Kıyı Bölgelerine Etkisi, Kıyı Dirençliliği: Kavram ve Uygulamalar, Mersin’de İklim Değişikliği, Mersin’de Kıyı Dirençliliği için Risk Analizi ve Önceliklendirme, Ekonomik ve Sosyal Etkiler: Deniz Taşımacılığı, Turizm, Balıkçılık ve Su Ürünleri, Kıyısal Tarım üzerine konuşulurken, yol haritasının belirlenmesine yönelik görüş ve öneriler de alındı. Projenin amacı; hem kıyı hem de liman şehri olan Mersin ve Litvanya’nın Klaipeda şehrinde çevre ve iklim olumsuzluklarına karşı kıyı direncini arttırmak için bir yol haritası oluşturulacak. Yapılan toplantılar ve çalıştaylardan çıkan sonuçlar raporlanarak Avrupa Birliği’ne sunulacak.
Dr. Halisdemir: “Litvanya’nın Klaipeda şehri ile bir ortak proje gerçekleştiriyoruz”
Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, Büyükşehir Belediyesi olarak Avrupa’da ses getirecek projeler üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Bu projeler arasında şehir eşleştirme projeleri olduğuna değinen Dr. Halisdemir, “Litvanya’nın bir kıyı ve liman kenti olan Klaipeda şehri ile bir ortak proje gerçekleştiriyoruz. Bu proje yaklaşık 1 yıllık bir proje. Projemizin sonlarına doğru yaklaşmaya başladık. Birçok etkinlik, faaliyet ve uygulama yapıyoruz. Bu uygulamalarımızdan ve çalışmalarımızdan bir tanesi de; bugün burada gerçekleştirdiğimiz yerel yönetimler, Mersinimizdeki yer alan üniversitelerimizdeki değerli akademisyenler, STK’larla oluşturduğumuz çalıştay” dedi.
Dr. Halisdemir, bir kıyı kenti olan Mersin’in iklim değişikliğinden ilk etkilenen şehirlerden birisi olduğunu ifade ederek, denizin ve iklimin olumsuz etkilerinden doğrudan etkilenen bir şehir olduğu için de dirençliliği konusuna önem verdiklerinden bahsetti. Dr. Halisdemir, Mersin’in dirençli bir kent haline gelmesi için çok çalıştıklarını ve bu gerçekleştirilen çalıştayı planladıklarını da aktararak, Mersin’in yerel aktörlerinin fikirlerini almak istediklerine vurgu yaptı. Dr. Halisdemir, “Değerli akademisyenlerin önerilerini, yapmış oldukları bilimsel yayınları tartışıyoruz. O yayınlardan çıkacak raporları teknik ekibimizle değerlendireceğiz, birleştirilmiş bir rapor haline getireceğiz, Avrupa Birliği’ne sunacağız ve paydaş şehrimiz olan Klaipeda şehrimize ‘iyi uygulama’ olarak göndereceğiz. Yapılması gerekenleri de kendimize ders çıkaracağız ve yapabildiğimizi yapacağız. Yetki alanımızın dışında kalan yerleri de yasa koyuculara, yetkili kurumlara göndererek bunların rafta kalan projeler değil de uygulanabilir projeler olması için mücadele edeceğiz” diye konuştu.
Eşleştirme projesinde birçok faaliyeti bitirdiklerine değinen Dr. Halisdemir, “Anketler ve çalıştaylar yaptık, bilimsel raporlar hazırladık ve şu anda bunları derliyoruz. Derlediğimiz raporlar sonucunda önümüzdeki aylarda bir kapanış toplantısı yapacağız. Bu kapanış toplantısında da bütün faaliyetlerimizi kamuoyuyla paylaşacağız, Avrupa Birliği’ne sunacağız. Bunu 3 dilde yapacağız ve 3 dilde yayınladıktan sonra da projemizi bitireceğiz. O zaman kamuoyuna projede elde ettiğimiz çıktıları verilerle anlatmış olacağız” ifadelerine yer verdi.
Doç. Dr. Demir: “Bu çalıştay, kente önemli katkılar sağlayacağı için önemli buluyorum”
Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Aydeniz Demir de projenin bir Avrupa Birliği projesi olduğundan söz etti. Kıyı kenti olan Mersin’de de özellikle de son yıllarda iklim değişikliği ile ilgili çok ciddi sorunlar yaşandığını kaydeden Doç Dr. Demir, kentte de bunun etkilerinin bizzat hissedilmesinden dolayı toplantının çok önemli olduğuna vurgu yaparak, “İklim değişikliğine dirençli kentler oluşturmak açısından çok önemli bir toplantı. Beni de davet ettikleri için Büyükşehir Belediyesi’ne ve projeyi gerçekleştirenlere teşekkür ediyorum. ‘Mersin körfezi özellikle Türkiye’de iklim değişikliğinden en çok etkilenecek alanlardan bir tanesi ve buna bağlı olarak kent olarak neler yapılabilir?’ konusunun konuşulduğu ve bunun tartışıldığı bir çalıştay. O yüzden kente önemli katkılar sağlayacağını, gelecekte iklim değişikliğiyle mücadele ya da adaptasyonla ilgili neler yapılabileceğini öngöreceği için bize yol göstereceği için önemli buluyorum” dedi.
Prof. Dr. Salihoğlu: “Önümüzdeki aylarda projeyi sonuçlandırıp, ortaya bir strateji ve bir eylem planı koymayı planlıyoruz”
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Dilimleri Enstitüsü ve ODTÜ İklim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu da, “Bu kıyı dirençliliği üzerine uluslararası bir proje. Bu projede birkaç paydaş var. Kentin hemen hemen tüm paydaşları burada yer almakta ama yürütücü olarak bunu Mersin Büyükşehir Belediyesi, Litvanya’dan ortaklar ve biz üniversite olarak yürütüyoruz” diye konuştu. Bu ortaklığın çok önemli bir ortaklık olduğuna da değinen Prof. Dr. Salihoğlu, “Çünkü denizler kıyı dirençliliği konusunda burada çok önemli bir farkındalık oluşmuş durumda. Hatta bu farkındalığı birkaç adım öteye geçirip, artık burada paydaşların katkılarıyla ortaya eylem planları koymaya çalışıyoruz. Paydaşlardan gelen bu girdiler burada bizler için hem veri tabanı oluşturacak hem de ortaya konulan çözüm önerilerini daha sonra Belediyemizle birlikte uygulamaya geçirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.
Denizler üzerinde, özellikle de Mersin kıyılarında denizler üzerinde çok ciddi baskılar olduğundan söz ederek, ekosistemin ciddi biçimde yıpranmış durumda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Salihoğlu, “Kıyılarda yapısal bozukluklar artık ortaya çıkmakta. Yapılaşma, deniz kirliliği, iklim değişimi ve ekosisteme dayalı olmayan avcılık gibi başlıklar altında çeşitli çözüm önerilerini burada ortaya koyuyoruz. Projeyi bir süre daha devam ettireceğiz. Burada ana hedefimiz ortaya bir strateji ve sonrasında da bir eylem planı koymak. Bugün burada yurtdışındaki toplantılarla beraber artık bir hayli ilerlemiş durumdayız. Önümüzdeki aylarda projeyi sonuçlandırıp, ortaya bir strateji ve bir eylem planı koymayı planlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Temiz: “Kirliliğin önlenmesine yönelik aşamalı çalışmalarla daha iyi sonuçlar alınabilecek”
Mersin Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı ve Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İzzettin Temiz ise, “Sadece Mersin’in değil, dünyanın bir problemi küresel değişim ve küresel ısınmalar. Bu; bütün şehirleri etkilemektedir. Biz de bugün Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu bu panelde kendi fikirlerimizi, kendi bilgimiz ölçüsünde paylaşmaya çalışıyoruz. Mersinimiz güzel bir şehir ve daha yaşanılabilir bir şehir hale getirilebilmesi için Belediye’nin de bu yapmış olduğu düzenleme ile bizim de katkılarımızla daha güzel olacaktır” dedi.
Kirliliğin en önemli problemlerden biri olduğuna da değinen Prof. Dr. Temiz, “Bu kirliliğin ana nedenlerini belirleyip, bunların önlenmesine yönelik aşamalı çalışmalarla daha iyi sonuçlar alınabileceğini düşünüyoruz” diye belirtti. İklim krizinin durdurulabilir olduğunu kaydeden Prof. Dr. Temiz, “İnsan eliyle yapılan bir durum söz konusu ve insan eliyle yapılıyorsa insan eliyle de önlenebilir. İnsanların etkisi dışında gerçekleşen faktörler vardır ama en azından bunların etkileri daha da azaltılabilir. Belki tamamen yok edilmeyebilir ama belirli seviyelere düşürülüp, daha yaşanılabilir hale getirilebilir” ifadelerini kullandı.